Aziz Polikarp,  Novenalar

2024 Aziz Polikarp Novenası Vaazları 8

Novena sekizinci gün

Konyalı Azize Tekla

İzmir, 21 Şubat 2024

Sevgili kardeşlerim,

 

Dünkü meditasyonumuzda Antakyalı Aziz İgnatius’un mektuplarından bahsetmiştik. Pavlus gibi İgnatius’un da yazdığı mektuplar aracılığıyla, kurmuş olduğu cemaatleri eğitmeyi ve iman yolunda yüreklendirmeyi amaçladığından bahsetmiştik. 

Aziz Pavlus’un az evvel okuduğumuz Korintoslular’a mektubu yazmasının altında yatan ana sebep, Pavlus’un kulağına Korintos cemaatinde bölünmelerin olduğu haberinin gelmiş olması. Böyle olunca da hiç kuşkusuz Pavlus endişeleniyor ve müdahale etmek istiyor. Korintos’taki imanlılar topluluğu ağırlıklı olarak Yahudi olmayanlardan, yani eskiden putperest olan ve çoğunluğu alt tabakaya mensup imanlılardan oluşuyordu. Bunlar Helenistik dünyanın etkisi altında iken Pavlus’un müjdelemesiyle Hristiyan olmuşlardı. Ve Rabbin kendilerine bahşettiği ruhani armağanların, başka dillerde konuşmalarının etkisiyle artık kendilerini birer Hristiyan olarak üstün bir seviyede görüyorlardı. Hâlâ bedende yaşıyor olsalar bile artık meleklerin ruhani seviyesine ulaştıklarını düşünüp kibirli bir şekilde diğer kardeşlerini hor görüyorlardı. Sonuç olarak, bedenin onlar için artık bir anlamı ve önemi kalmamıştı bu dünyada. Kendilerini zaten artık başları göğe ermiş gibi hissediyorlardı. 

Bu bazen bizlerin cemaatlerinde de olabiliyor. Bazılarımız kendilerini günahsız, diğer kardeşlerden üstün yaşayan birer aziz veya azize gibi görmek suretiyle diğer kardeşleri küçümseyebiliyor, onları eleştirip, ayrılıklar yaratarak Kiliseye zarar verebiliyorlar.

İşte Aziz Pavlus sözlerini bu insanlar için yazıyor. Ve onların Kilisenin bedenine verdikleri zararları anlatmak için insan bedeni örneğini veriyor. Ona göre insan bedeni ve bir beden olarak Kilise benzer bir organik yapıya sahiptir: Organlar birbirinden farklı olsalar da birlikte uyum içinde çalışarak bedeni sağlıklı tutarlar. Ama olur da organlardan ya da uzuvlardan birisi kötü işlemeye başlar, diğer organlara zarar verirse harmoni bozulur ve o organın kesilip atılması gerekir.

İşte İsa Mesih’in bedeni olan Kilise de aynıdır. Pavlus der ki gerçekte hepimiz tek bir Ruh’ta vaftiz edildik. Yahudi ya da Grek, köle ya da özgür, tek bir beden oluşturduk ve hepimiz tek bir Kutsal Ruh’la sulandık. Vaftizimiz aracılığıyla Mesih’te ölüme ve dirilişe iştirak etmek suretiyle Kutsal Ruh sayesinde dönüştürüldük ve yenilendik. Ve Mesih’in bedeninde kaldığımız sürece aynı Kutsal Ruh ile yenilenmeye devam ediyoruz.

Zengini yenileyen de aynı Kutsal Ruh yoksulu yenileyen de; Grek olanı yenileyen de aynı Kutsal Ruh İbrani olanı da; köle olanı yenileyen de aynı Kutsal Ruh özgür olanı da! Öyleyse ve eğer Hristiyan cemaati Mesih İsa’nın bedeni gibi tek bir bedense, hepimiz aynıyız. Hepimizin elbette farklı yetenekleri var, hepimiz vücudun farklı organları gibi değişik karizmalarla hizmet ediyoruz Kiliseye, yani aynı ve tek bedene, ama hepimiz Rabbin gözünde aynıyız. Tıpkı Baba Allah’ın yağmurunu hem iyilerin hem kötülerin üzerine yağdırdığı, güneşini hem iyilerin hem kötülerin üzerine doğurduğu gibi. 

O halde Pavlus soruyor: Bütün bu bölünmeler neden? Hepiniz tek tek Tanrı’nın sizlere bahşettiği lütufların ayırdına varın, bunları bedenin iyiliği için kullanın, bölmeyin ama birleştirici olun. Tıpkı Kutsal Ruh’un birleştirici olduğu gibi.

Aziz Pavlus’un sözleri gerçekten çok etkileyici. Yazdıkları bizleri okurken etkilediği kadar hiç kuşkusuz vazettiği zaman da konuşmaları dinleyenleri derinden etkiliyordu. İşte bugün sizlere Aziz Pavlus’u dinleyerek hayatını büsbütün değiştiren ve Hristiyanlığa dönen bir Azizeden, Konyalı Azize Tekla’dan bahsetmek istiyorum. 

Tekla, Aziz Pavlus memleketine vaaz vermek için geldiğinde genç bir kızdı. Ailesinin isteği üzerine memleketinin ileri gelen ailelerinden birinin oğluyla nişanlandırılmıştı, yani evlenmek üzereydi. Oturduğu ev Pavlus’un vazettiği yere çok yakın olduğundan onun sözlerini duyuyordu ve böylece müjdeyi duyup Hristiyan olmak istedi ve evlenmemek için evden kaçtı. Tıpkı İncil’de Mesih İsa’nın duyurduğu gibi onu ele veren ilk kişi annesi oldu, şehrin valisini onu ölüme mahkûm etmesi için kışkırttı, ancak canlı canlı yakılmak için bağlandığı kazıktan mucizevi bir şekilde kurtuldu ve daha sonra vaftiz olmak ve onu takip etmek için Pavlus’un yanına gitti.

Birlikte Antakya’ya gittiler, burada başka bir ileri gelen Tekla’ya âşık oldu, Tekla onu reddedince vahşi hayvanlara yedirilmek üzere yargılandı ama tekrar kurtuldu. Tüm hayatını Pavlus ile müjdeyi duyurmaya adadı. Kimi kaynaklar Roma’ya kadar giderek Pavlus’un şehadetine tanık olduğunu söylerken diğer kaynaklar ise Silifke’de sığındığı kayada kaybolduğunu söylerler.

Sizlere Azize Tekla’yı tasvir eden bir resim dağıtıldı bugün. Bu resim her şeyden evvel azizenin ne kadar iyi tanındığının ve sevildiğinin bir göstergesi. Bunlardan ilki Giambattista Tiepolo (1696-1770) isimli İtalyan bir ressamın “Azize Tekla’nın Ebedi Baba’ya dua etmesi” başlıklı tablosu. Bu başyapıt İtalya’nın Este şehrinin acılarını ve kaygılarını toplayan ve vebadan kurtulmak için Baba Tanrı’ya yakaran Este’nin koruyucu azizi Santa Tekla’nın duasını temsil ediyor. Salgın Este’de 17. yy başlarında patlak vermiş ve yaklaşık 3.500 kişinin ölümüne neden olmuştu.

Resme yakından baktığımız zaman, Cennette melekleri tarafından kuşatılmış olan Baba Tanrı’nın, sol alt tarafa doğru ilerleyen karanlık figürde temsil edilen ölümün ve kötülüğün gölgesini gücüyle dağıttığını görürüz. Arka planda ise bazı anıtları, katedrali ve çan kulesi ile Este şehrini görebilirsiniz. Gözlerimizi tablonun alt kısmına çevirdiğimizde masumane güzelliğiyle Azize Tekla görünür: Zafer kazanmış bir tavırla değil, elleri havada ve gözleri Babaya dönük olarak alçakgönüllü bir dua ederken tasvir edilmiştir. Azize’nin yanında veba salgınının şehre getirdiği acıyı gösteren bazı karakterler göze çarpar: Ölen annesinin yasını tutan küçük bir kız, başı elleri arasında bir adamın çaresizliği, vs. Azize Tekla’nın dualarıyla veba salgını ansızın kesilecek ve Esta şehri kurtulacaktır.

İşte bu bağlamda Azize Tekla bizlerin iman yürüyüşüne ışık tutacak önemli bir başka deniz feneri. Ve Azize Tekla’nın bu tablodaki mütevazi duası bizlere çok şey anlatıyor aslında. Hristiyanlıkta, bilhassa da Müjde’nin duyurulmasında, esasen, kadınların çok büyük bir rolü var. Dirilmiş olan Mesih İsa ile ilk karşılaşanlar kadınlar ve İsa onları diriliş müjdesini duyurmak üzere havarilere gönderiyor. Dirilişi duyurma görevi ne Aziz Petrus’a ne de Aziz Yuhanna’ya veriliyor, onlar bile bu müjdeyi bir kadının ağzından öğreniyorlar. 

Azize Tekla da aynı şekilde Pavlus’un duyurduğu müjde aracılığıyla Hristiyan olduktan sonra adeta bir havari gibi yaşamı ve sözleriyle İsa’yı duyurmaya koyuluyor. Ve bunu büyük ama mütevazi bir imanla yapıyor.   

Azize Tekla’nın İşleri isimli bir metinde bu görevi ona bizzat Pavlus’un verdiği anlatılır. Pavlus Tekla’ya şöyle söyler: “Git ve Tanrı sözünü öğret ve böylece müjdeyi tamamla ve benimle birlikte Mesihi İsa için olan coşkuyu paylaş. Mesih seni sırf bu yüzden ve benim aracılığımla seçti, böylelikle sen de havari olabilirsin ve bugüne kadar müjdenin duyulmadığı şehirlere gidebilirsin”.

Tekla aynı zamanda çok iyi bir hatip idi. Hitabet yeteneğiyle çok sayıda kişiyi eğitiyor, çok sayıda askeri İsa Mesih’in yoluna çekiyor, onları vaftiz ediyor ve de çok sayıda mucize gerçekleştiriyor. Sadece yaşarken değil bu dünyadan ayrıldıktan sonra da dualarıyla kendisine yönelenler için mucizeler yaptığına dair çok sayıda tanıklık söz konusu.

Azize Tekla’nın ayırt ediciliği bir başka özelliği ise onun nefsine hâkim olabilme kabiliyeti. Bugün de ahlaki bir yaşam sürdürmek için önem arz eden bu yetenek onun zamanında da oldukça önemli bir erdemdi. Nitekim bildiğimiz gibi Tarsuslu Pavlus her zaman iffetli olmayı teşvik ediyordu. Pavlus’un bu ısrarından etkilenen azize Tekla iffetli bir yaşamı seçti. Hatta ve hatta ölümle tehdit edildiği anda bile iffetini korumaya gayret etti. Böylelikle gerçekleştirdiği mucizelerle iffetli yaşamak isteyenler için bir kurtarıcı olurken iffetli yaşamaktan vazgeçip günaha düşenler için de bir yargılama aynası haline geldi Tekla. 

Aziz Ambrosios kendilerini Rabbe adayan genç rahibelere örnek olarak, Rabbimizin annesi Meryemana’nın yanında Azize Tekla’nın erdemli yaşantısını işaret eder. Rahibelere şöyle söyler: “Kutsal Meryem size bu yaşam kuralını öğretsin ve Azize Tekla bu yolda öğretmeniniz olsun” (De Virginibus, II, 3, 19).

Fakat Tekla vaazlarında sadece adanmışlık yaşantısını ve bakireliği değil aynı zamanda da evlilik yaşantısını ön plana çıkartır. Nitekim her Hristiyan hayatının bir döneminde Tanrı’nın kendisinden ne istediğini kendine ve Tanrı’ya sormalı, bu soruya cevap aramalıdır. Bu soruya vereceği cömert cevap sayesinde mutlu olabilecektir: Rabbi bir rahip ya da rahibe gibi adanmışlık yaşantısıyla mı öveceğim yoksa evlenip çoluk çocuk sahibi olarak mı? Azize Tekla’nın öğretisine göre evlilik Tanrı tarafından verilmiş bir armağan olup insanoğlunu şeytanın hayatlarından kurtarmak için kuvvetli bir yoldur. Nitekim şöyle söyler: “Ve bu evlilik, Tanrı tarafından ortak insan ırkına bir çare ve yardım olarak sunulmuştur; hem cinsel kirliliğe (porneia) karşı bir panzehirdir, hem de insan ırkının galip gelmesi için bir kaynaktır” (1.7.65-72).

Gördüğünüz gibi Azize Tekla hem bir bakire hem bir havari hem bir hatip hem de en nihayetinde kendini Mesih yolunda feda etmiş bir iman şehidi idi. İlk Hristiyan şehitlerden biri olmanın yanında ilk Hıristiyan kadın şehit olma ayrıcalığına da sahip olmuştu. 

Gelin şimdi hep birlikte Tekla’ya dua edelim ki bizlere Tanrı’nın bir lütfu olan Hristiyan yaşamını en coşkulu şekilde, sevgi ve özveri ile, iffetlice yaşama lütfunu bahşetsin diye Tanrı katında bizler için şefaat etsin. Bizler de onun gibi, Kilise bedeninin birer uzvu, birer organı olarak, Tanrı’nın bize verdiği yetenekleri, bu bedenin en güzel şekilde işlemesi için harcayalım, böylelikle de Kilisenin birlik ve beraberliğine katkıda bulunalım.

Rabbin Annesi Meryem de bu yolda Azize Tekla ile bize yardımcı olsun.

 

✠ Mons. Antuan Ilgıt S.I.

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir