Aziz Francis’in Tek Övüncü Haç’tı

0

“Bana gelince, Rabbimiz İsa Mesih’in çarmıhından başka bir şeyle asla övünmem. Onun çarmıhı aracılığıyla dünya benim için ölüdür, ben de dünya için. Sünnetli olup olmamanın önemi yoktur, önemli olan yeni yaratılıştır. (Gal. 6:14-15).

Aziz Fransua’nın İsa Mesih’in çarmıh yaralarını alışının 800. Yıldönümünü kutladığımız bu sene, Mesih’in çektiği acıları ve sevgisiyle nihai özdeşleşmeyi simgeler. Bu, Fransua’nın radikal yoksulluk, alçakgönüllülük ve Mesih’e bağlılık dolu hayatına vurulan ilahi bir mühürdü. 

İlahi yaşama dönüşüyle Aziz Fransua geri kalan tüm yaşamını İsa Mesih’inkine benzer şekilde sürdürmeyi arzuladı. Kendi başarı arayışıylarıyla artık mutlu olamayan Fransua dilenci olarak yaşamak, yoksulların en yoksuluna hizmet etmek maksadıyla yoksulluğu kucaklayarak mal varlığını ve sosyal konumunu reddeder. Alçakgönüllülüğü onun kendisini kurmuş olduğu topluluktaki rolünü tanımlarken “kardeşleri arasında en değersizi” ve “daha küçük kardeş” diye görmeye yöneltti. Almış olduğu mucizevi Çarmıh Yaralarına rağmen Fransua bunu asla bir övünç sebebi olarak görmedi; aksine bu olay onun kendisini böyle bir lütufa layık bulmaması nedeniyle alçakgönüllülüğünü daha da derine taşıdı.

Birbirinden ayrı iki olayda, Aziz Fransua haç üzerinde can çekişen, elleri, ayakları ve böğründen yaralanmış haldeki İsa’yı gördü. Bu iki görüme dikkatle bakacak olursak bunların birbirleriyle yakından ilişkili olduklarını görürüz. Her iki görüm de Aziz Bonaventure’un Aziz Fransua’nın Hayatı adlı kitabında anlatılmaktadır.  

İlk görüm, Aziz Fransua’nın dünyevi hayat adını verdiği iman değişiminden çok kısa bir süre sonra gerçekleşti. Bonaventure bize şunları söylüyor: “Bir gün, Aziz Fransua inziva yerinde derin bir arzuyla dua ederken, kendini tamamen Rabbe verdiği sırada İsa Mesih haç üzerinde ona göründü. Aziz Fransua’nın bu görüm karşısında ruhu eridi ve yüreğinin en derinine Mesih’in çektiği acısı öyle içine işledi ki o andan itibaren Mesih’in çarmıhtaki hali her aklına geldiğinde gözyaşları ve iç çekişlerini zor zaptedebiliyordu.” Bonaventure, o zamandan itibaren Aziz Fransua’nın “cüzzamlılara insani bir ilgi ve özverili bir nezaketle mütevazı bir yaklaşımla hizmet etmeye başladığını, evlerini sık sık ziyaret ettiğini, onlara cömertçe sadaka dağıttığını ve büyük bir şefkatle ellerini ve yüzlerini öptüğünü” belirtir.  

Aziz Fransua’nın La Verna Dağı’ndaki görümü 

Ölümünden yaklaşık iki yıl önce, Aziz Fransua bir kez daha Haç üzerinde Mesih’i gördü. Aziz Bonaventure, Aziz Fransua’nın Hayatı’ında bu olayı şu şekilde dile getirir: ” [14 Eylül], Haçın Yükseltilmesi Bayramının sabahında Fransua dağın yamacında dua ederken, göğün yükseklerinden altı ateşli ve ışıltılı kanadı olan bir Seraf Meleğinin indiğini gördü. Ve Seraf hızla uçarak havada Allah’ın adamının yakınındaki bir noktaya ulaştığında kanatları arasında elleri ve ayakları haç şeklinde uzatılmış çarmıha çakılmış bir adam belirdi. Kanatların ikisi adamın başı üzerinde yukarı kalkıktı, ikisi uçma pozisyonunda ve son ikisi de onun tüm bedenini kaplamaktaydı. 

Assisili Aziz Fransua, kendisini Çarmıhtaki, pek sevgili Mesih’ine benzeten, yüreğinde yanmakta olan büyük bir sevgiyi açığa çıkardı: “Bedenimde İsa’nın işaretlerini taşıyorum” (Gal. 6:17). Aziz Pavlus’un sözleri mükemmel bir şekilde Fukara’da gerçekleşti ve La Verna buna tam 800 yıl önce tanık oldu, o günden bu güne dünya onu sevgi, barış ve dürüstlük konusunda ilham kaynağı olarak görüyor ve önünde saygıyla eğiliyor. 

Aziz Fransua İncil tezatınının tüm gerçeğini benimser 

Fransua’nın bedeni üzerindeki Mesih’in haç yaraları kelimenin tam anlamıyla onun aslında her gün yüklendiği haçı ortaya çıkaran özel işaretlerdi. İncil onun günlük ekmeğiydi. Kendini sadece onun sözlerini okumakla sınırlandırmayıp yazılanlarda açığa çıkan ifadeler aracılığıyla kendisi İncil olan Kişiyi keşfetmeye koyuldu. 

Hayatıyla Fransua İncil’in kurtaran sözünü önceden olduğu gibi bugün de dünyaya ilan etmeye devam ediyor. Onun aracılığıyla Mesih yalnızca onun döneminde değil günümüzde de birbirlerinden çok farklı olan insanlara, tüm kültürlere ve uygarlıklara İncil’i duyurmak istedi. 

Fransua’nın La Verna’da aldığı Mesih Yaraları Fukara’nın gerçeğinin en güçlü kanıtıdır. “Efendimiz İsa Mesih’in haçıyla övünen” (Gal. 6:14) gerçek ve samimi bir kişiyle karşı karşıyayız.  

Aziz Pavlus’un söylediğini Assisili Fransua tekrarlar: Mesih’in Haçı ve sevginin gücüyle “dünya bende çarmıha gerildi ve ben de dünyada” (Gal 6:14).

Dünya çarmıha gerilmeyi istemiyor; çarmıhtan kaçıyor. İnsanlar “dünyada çarmıha gerilmekten” uzaklaşıyor. Fransua’nın zamanında durum aynen böyleydi ve hala bu böyle. “Dünya” ve haç arasındaki bu mücadele ebediyen devam edecektir; bu aslında kişinin hayatının her adımında yapacağı seçimlerle ilgili olan bir mücadeledir. Kimi zaman dünyaya öyle batarız ki kendimizin hatta dünyanın efendisi olmayı arzularız. İşte bu yüzden Fransua’nın mesajı daha büyük bir çelişki işereti olarak görünse de, giderek daha fazla aranmaktadır. 

Aziz Fransua kendini inkar ederek Mesih’i örnek almaya gayret etti

Bu, Haçı üzerinde “gerçeğin yolu ve alevini yeniden keşfetmek için” Mesih’e dönme konusunda yapılan ısrarlı bir çağrı mesajıdır” (Aziz Bonaventure, üçlü yol III, 5): bizi özgür kılan bu gerçektir çünkü bizim Rab olan Efendimizin öğrencileri olmamızı sağlar. 

Aziz Fransua’nın ilahi yoldaki yolculuğu, kendini inkar edip tamamen herşeyden sıyrılarak hiçbir şeyini esirgemeden İsa Mesih’i imanla izleme çabasında belirginleşmişti (bkz. Filip. 2:7). Bu yolculuk ve İsa’yı, Efendisini ve Kurtarıcısını izlemesi La Verna’da Mesih’in Haç Yaralarını aldığında doruk noktasına ulaştı. O anda, bedeninde çektiği acılara rağmen tıpkı “Bedenimde İsa’nın işaretlerini taşıyorum” (Gal. 6:17) diyen Aziz Pavlus’un yaptığı gibi zafer ilan etti.  

La Verna’daki Mesih’in Haç Yaralarını alması, bu nedenle, Fransua’yı her Hristiyanın Yaratıcı ve Kurtarıcı Allah’a daha da yakınlaşma sürecinde örnek aldığı Mesih’in imajına olan görünür benzeyişini temsil eder. Bu bağlamda, Fukara’nın hayatının sonunda söylediği sözler dikkat çekicidir: “Görevimi yerine getirdim; Mesih size de sizin görevinizin ne olduğunu öğretsin” (St. Bonaventure, Legenda major XIV, 3). 

Bu sözler kendini hoşnut eden bir düşünceyi ifade etmez, daha ziyade Rabbin kendisinde gerçekleştirdiklerine karşı hissettiği mütevazı bir minnettarlığı temsil eder. Öğrencileri olabilmemiz için Mesih’in bana öğrettiği gibi size de öğretsinden başka bir anlam taşımaz. 

İnsanlığın başarısızlığını yalnızca sevgi önleyebilir 

Haç onu insanlık tarihine ve insanların kalplerine kök salması için yerleştirdi. 

Mesih’te “Çarmıha gerilme sözü” her zaman “seven söz” diye açıklanır: “Çünkü Rab dünyayı o kadar çok sevdi ki biricik Oğlunu verdi” (Yh. 3:16). Aziz Fransua bu eşsiz sevgiye tanıklık etti ve hatta günümüzde bile bu tanıklığına devam etmektedir. Sadece sevgi insanlığın ve insanın çeşitli şekillerde “kuşatıldığı” ve tehdit edildiği dünyanın başarısızlığını önleyebilir. Kural’ın, Mesih’in Haç Yaraları ve Güneş Kardeşin İlahisinin 800. yıldönümü bizi Mesih’te kuvvetlendirir ve sevginin her türlü olumsuz güçten daha yüce olduğuna dair inancımızı bir kez daha güçlendirir. 

Aziz Fransua’nın hayatı ilahi hayata adanarak yaşanmış bir hayattı. Kendisi için hiçbir şey aramayan, sadece o hayatın tüm hayatın sahibini ve özellikle de tüm hayatın aracılığıyla var olduğu İsa’nın, Allah’ın Bedenlenmiş Oğlu’nun hayatını en iyi şekilde nasıl yansıtabileceğini arayan bir hayattı. Mesih’in Çarmıh yaraları kutsallık ve iyilik arayışındaki, Mesih’e benzemek için mücadele eden, kendi hayatı için hiçbir şey arzu etmeyen, başarılarını bile arzulamayan ama her daim ve her yerde yoksul, mütevazı ve kendisine yaklaşan tüm kardeşlerine hatta tüm canlı cansız yaratıklara yakınlık göstermeye uğraşarak yaşanan bir hayatın üzerindeki ilahi mühürdü.

Kutsal yaralar şekline dönüşen Mesih’in Haç yaralarıyla mühürlenen Aziz Fransua’nın hikayesi İsa’dan kişisel teselli almasıyla sona ermez. Aziz Fransua bu armağanı aldığında Allah’ın herkesle ve tüm yarattıklarıyla birlikte acı çekmeye istekli olması gizemine daha derinden çekildiğini iyice anlar. Mesih’in yaraları insanlığın ve tüm yaratılanların yaralarıdır. Fransua gibi biz de sadece ruhsal olarak teselli edilmek için değil, aynı zamanda ‘yeni yaratılışın’ temsilcilerine dönüşmek, sevginin, evrensel kardeşliğin elçileri olmak ve yıkılanı onarmak için onun büyük şölenine katılmaya davet edildik. Fransua gibi, iyileşmek ve enerjimizi yeniden kazanmak için Haçın önünde dua etmeye geliyoruz. Günlük hayatımızda bir kez daha dünyanın dört yanındaki ve yaratılmış evrendeki tüm kardeşlerimizin acılarını taşıyan haçı omuzlama cesaretine sahip olabilmek için geliyoruz. Aziz Fransua’nın Mesih’in yaralarıyla mühürlendiği sırada deneyimlediğine, sadece insanlığın ve doğal ortamın karşısında duran karanlık ve acı yüklü bu zorlu yolculuğa çıkmaya istekli olanlar sahip olacak ve doyasıya lütufa kavuşacaklardır. 

Fransua’nın Haç Yaralarını Alışını anarken, bunun yalnızca mucizevi yaralarla ilgili olmadığını, Mesih ile birliği sağlayan içsel dönüşümle ilgili olduğunu hatırlarız. Aziz Fransua’nın alçakgönüllülüğü onun kendisini tamamen boşaltmasını sağladı, böylece Mesih’in kendisinde dopdolu olması için yer açılmış oldu. 

Mesih Yaralarının Sahibi gerçek maneviyatın teslimiyet ve özveride bulunduğunu anımsatan güçlü bir hatırlatıcı olarak hizmet eder ve Aziz Pavlus’un şu sözlerini yansıtır: “Mesih ile birlikte çarmıha gerildim. Artık ben yaşamıyorum, Mesih bende yaşıyor” (Gal. 2:20). 

Papa Fransua, Assisili Aziz Fransua’nın mühürlenmesinin 800. Yıldönümünü hatırlatarak, acı ve adaletsizlik yaralarını taşıyan mühürlü insanlarla karşılaşan her Hristiyanın görevinin onlara yardım etmek olduğunu belirtti ve tüm insanların yaralı toprak Anaya, dünyamıza sevgi ve merhamet göstermelerini istedi. 

Pdr. Robert Pascal OFM

İstanbul Vaazı

17 Eylül, 2024, 

Aziz Fransua’nın Mesih’in Çarmıh Yaralarını Alışının 800. Yıldönümü