İmparator Konstantinus tarafından Lateran tepesine büyük bir Bazilika inşa ettirildi. Bu kilisenin anma günü önce Roma’da sonra bütün Latin Katolik kiliselerinde yayıldı. Bu bazilika şehrin ana kilisesi olarak tanındı ve Kilisedeki sevgi ve birlik simgesi olarak Antakyalı Aziz Ignatius’un dediği gibi “O Kilise Petrus’un kürsüsü sevgide tüm topluluğa üstün olandır.”
Arlesli Sezar’ın Vaazlarından, 229, 1-3
Sevgili kardeşlerim, neşe ve mutluluk içinde bugün Kilise’nin doğum gününü kutluyoruz; oysa ki Tanrı’nın canlı ve gerçek tapınağı bizler olmalıyız. Hiç kuşkusuz bu doğrudur. Buna rağmen hristiyan milletler Ana Kilise’nin bayramını kutlamak adetini sürdürüyorlar. Çünkü, tinsel olarak onda yeniden doğduklarını biliyorlar.
İlk doğuşumuzda bizler Tanrı’nın gazabının kaplarıydık, ikinci doğuşta merhamet kapları olma hakkına sahip olduk. İlk doğuş bizleri ölüme götürdü, ikincisi yaşamı bize yeniden kazandırdı. Vaftizden önce sevgili kardeşlerim, hepimiz şeytanın tapınağıydık. Vaftizden sonra Mesih’in tapınağı olmaya hak kazandık. Ruhumuzun kurtuluşu konusunda biraz daha dikkatlice düşünürsek, Tanrı’nın gerçek ve canlı tapınağı olduğumuzu anlamakta güçlük çekmeyeceğiz. “Tanrı insan elleri tarafından inşa edilmiş binalarda konaklamaz” (Elç. 17,22) ya da tahtadan ve taştan yapılmış evlerde, her şeyin Yaratıcısı tarafından, kendi imgesine uygun yaratılan ruhta konaklar özellikle. Yüce Havari Pavlus: “Tanrı’nın tapınağı kutsaldır, bu tapınak sizsiniz” (I. Kor. 3,17) dedi. Madem ki Mesih, gelişiyle içimizde tapınağını hazırlamak için şeytanı yüreğimizden kovdu, onun yardımıyla gücümüzün yettiği kadarını yapmaya çalışalım ki, bu tapınak kötü davranışlarımız yüzünden hiç zarara uğramasın.
Her kim kötü davranıyorsa Mesih’e hakaret etmiş olur. Daha önce söylediğim gibi, Mesih bizi kurtarmadan önce Şeytanın konutuyduk. Sonradan Tanrı’nın evi olmaya hak kazandık. O da salt bizi konutu yapmak hassasiyeti gösterdiği için.
Sevgili kardeşlerim, şayet kilisemizin doğum gününü neşe içinde kutlamak istiyorsak, kötü uğraşlarımızla Tanrı’nın canlı tapınağını yok etmemeliyiz. Herkesin beni anlayabileceği şekilde konuşacağım: Kiliseye her geldiğimizde ruhlarımızı düzene sokalım, Tanrı’nın tapınağına yakışan düzene uygun olarak. Her tarafı göz kamaştıran bir basitlik mi bulmak istiyorsun? Ruhunu günahın pislikleriyle lekeleme. Basitliğin ışıkla dolu olmasını istiyorsan hiç unutma ki Tanrı da ruhunda karanlıkların bulunmasını istemiyor. Öyle yap ki, Rab’bin dediği gibi onda iyi uğraşıların ışığı parıldasın. Öyle ki gökyüzüne yüceltilsin. Bu kiliseye girdiğin gibi Tanrı ruhuna girmek istiyor. “Onların arasında oturacağım ve onlarla birlikte yürüyeceğim” (Lev. 26, 11-12) dediğinde bunu kendisi doğrulamıştır.
Dua
Ya Rab, yaşayan ve seçilmiş taşlarla şanının mabedini hazırlayan sen, Kutsal Ruh’unu gökteki Yeruşalim’i kuracak olan halkını inşa etmesi için gönder. Bunu seninle ve Kutsal Ruh ile birlikte şimdi ve ve ebediyen hükmeden Rabbimiz Mesih İsa’nın adına senden dileriz. Amin.