Aziz Yosafat Ukrayna’da 1580 civarında Ortodoks Ermeni bir ailede doğdu. Rahip olduktan sonra aziz Basilius’un tarikatına katıldı. Polock’taki Kilise’nin piskoposu olup kilise birliği için çok çaba sarfetti. 1623 yılında şehit oldu.
Papa XI. Pius, Tanrı’nın Kilisesi Adlı Genelgesi’nden
Takdir edilecek bir lütufla Tanrı’nın Kilises’si zamanın doluluğunda kocaman bir aile olarak gerçekleşebilmesi için kurulmuştur. İnsan türünün evrenselliğini kapsama görevini taşıdığını bildiğimiz gibi, özelliklerinden biri olan piskoposluk birliğinin aracılığıyla Tanrısal şekilde açıklanmıştır. Rabbimiz Mesih, “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları şakirtlerim olarak yetiştirin” (Mat. 28,18) dediğinde Baba’dan aldığı görevi salt havarilere teslim etmekle yetinmedi. Episkoposlar topluluğunun, çift ve çok sıkı bir bağla eksiksiz bir şekilde tek olmasını da istedi. İlki, Kutsal Ruh’un aracılığıyla yüreklere aktarılan (Rom. 5,5) inancın ve sevginin iç bağıdır. Diğeriyse dışta herkesin üzerindeki tek bir kişinin iktidarıdır. Nitekim Petrus’a, birliğin sürekli başlangıcı ve görülen temeli olarak, diğer havarilere kolayca üstünlük verildi.
Oysa bu birliğin ve uyuşmanın devam edebilmesi için tedbirli olan Tanrı, bunu deyim yerindeyse kutsallığının ve aynı zamanda şehitliğinin bir damgasıyla kutsamak istedi. bu denli yüce bir şan Polock başpiskoposu, Doğu Slav mezhebinden, aziz Josafat’a verildi. Kendisi haklı olarak, Doğu Slavların onuru ve desteği sayılmaktadır. Hiç kimse adlarına daha üstün bir ün vermedi ve kurtuluşlarıyla uğraşmadı. Bu çoban ve havarilinin verdiği ve uğraştığı kadar, çünkü o Kilise’nin birliği için kendi kanını akıttı. Dahası var. Tanrısal bir esinle her yerde kutsal birliği yerine getirmek amacıyla harekete geçtiğinde Doğulu ayinlerin ve aziz Basilius’un kuralını izleyen, manastır düzeninin uygulamasının Katolik Kilise’nin birliği içinde tutulmasının çok yararlı olduğunu anladı.
Benzer şekilde vatandaşların Papa ile birleşmelerini özellikle arzu ettiğinden her yerde bunun öncülüğünü yapabilecek ve sağlamlaştırabilecek konular arıyor ve başta Doğuluların ve ayrılmış olanların, Kilise babalarının talimatlarına uygun olarak kullandıkları dua kitaplarını özellikle inceliyordu.
Bu denli özenli bir hazırlıktan sonra güçlü ve şefkatli bir şekilde birliğinin onarımına el attı ve öylesine bol bir ürün elde etti ki rakipleri bile ona ruh kaçıran adını uygun gördüler.
Dua
Ya Rab, episkopos Yosafat’ta hayatını halkı için vermek üzere yönlendiren Kutsal Ruh’u Kilise’de uyandır öyle ki Kutsal Ruh ile güçlenen bizler kardeşlerimiz için hayatımızı vermekte duraksamayalım. Bunu, seninle ve Kutsal Ruh ile birlikte şimdi ve ebediyen hükmeden Rabbimiz Mesih İsa’nın adına senden dileriz. Amin.