Kilisemizi rehber eşliğinde gezebilirsiniz. Bunun için bize senpolikarpkilisesi@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Kafatası Tepesinde tamamlanan Kurtuluş, çarmıhın kurbanının aynısı olan sunak kurbanı ile sürdürülüyor. Sunak, eylemin merkezi ve kutak sunağın çerçevesidir.
Bu çerçevenin içinde Kurtarıcıyı önceden bildiren peygamberlerin, yaşamını anlatan İncil yazarlarının, sözünü tüm dünyaya yaymış olan havarilerin ve bu söze tanıklık etmiş şehit ve vaizlerin görkemli resmi geçidi yer almaktadır.
Kilisenin ve kentin korucusu Aziz Polikarp, Allah’ın Oğlu, Peder ve Kutsal Ruh’la birlikte Allah olan Mesih İsa’ya tanıklık yaparak, Kutsal Üçlüğü açıkça beyan eden ilk şehitlerdendir. Bunun için bu kilisenin süslemesinde önemli bir yer tutacaktır. Bu Kiliseye cesurca hizmet eden papazlar, Fransisken Düzenine ait oldukları için, Babaları Aziz Francesco’nun da süslemede yer alması doğaldır.
Yan kemerler. – Kornişlerin altında, alınlık tablasında, bütün binayı taşır gibi, Eski Antlaşmanın peygamberleri : Ezekyel, Daniel, Yeşaya ve Yeremiya. Ezekyel bir peygamberlik görümünde dalmış, Daniel, onu yemekle tehdit eden aslanlar arasında rahat; Yeremiya, kırık bir sütunun üstüne oturmuş, ülkesinin felaketine ağlıyor; Yeşaya, Kurtarıcıyı doğuracak Meryem’in simgesi, Yakup’un yıldızını gösteriyor.
Kubbenin bingileri. – İncil yazarları : Aziz Yuhanna, Aziz Luka, Aziz Markos ve Aziz Matta. Her birinin yanında simgesi olan canlı vardır. Aziz Yuhanna ve yüksekliklerin kartalı, Aziz Luka ve kurbanlık boğası, Aziz Markos ve zafer aslanı, Aziz Matta ve Beden almış Söz’ün insanı.
Kubbe. – On iki bölmede, on iki havariler : Aziz Petrus ve Aziz Paulos şeref yerinde bulunuyor. Her Havarinin üzerindeki çerçevede onu simgeleyen nesne yarleştirilmiştir. Kilisedeki üstünlüğünü simgeleyen giydiği pallium (siyah haçlarla süslenmiş beyaz yünden omuz atkısı) ile zaten tanınan Petrus, anahtarlarla simgelenmiş bulunuyor. Solunda, Aziz Pavlus ve başını kesen kılıç; Petrus’un sağında Andrea, ve üzerine gerildiği X şeklindeki çarmıhı. Aziz Yuhanna’nın simgesi, içinden bir yılan fışkıran bir kadehtir; Hacı değneği ve istiridye kabukları, Büyük Aziz Yakup’a aittir; Küçük Aziz Yakup’un ki, onun başına vurularak öldürüldüğü tokaçlama aleti ; Aziz Filipus ve üzerine gerildiği T şeklindeki çarmıh ; Aziz Bartolomeos’un derisini soymaya yararlanan bıçak ile; Aziz Matta ve teber; Aziz Simun ve testere ; Aziz Yuda ve balta; Aziz Tomas ve gönye, çünkü bir Hintli kralın sarayının inşaatını üstlenmişti.
DUL CALLISTA İLE AZİZ POLİKARP
O günlerde o şehirde (Smyrna) Callista adında çok dindar, Tanrı’dan korkan ve kendini iyi işlere adamış bir kadın yaşardı. Bir gece, Tanrı tarafından kendisine gönderilen bir meleğin önünde belirdiğini gördü ve ona şöyle dedi: “Callista’ya çık ve Efes’e giden kapıya git; Orada, Polycarp adında küçük bir oğlanın elinden tutarak seni karşılamaya gelen iki adam göreceksin. Onun satılık olup olmadığını sorun ve evet olduğunu duyun. Sonra bedelini ödeyin ve onu eve götürün. Doğu’da doğduğunu bilin.” Bunu duyan Callista, ani bir sevinçle ayağa kalktı ve meleğin kendisine gösterdiği yere geldiğinde, her şeyin kendisine söylendiği gibi olduğunu gördü. Kendisinden istenen bedeli ödedikten sonra mutlu bir şekilde Policarpo’nun evine gitti. Ve o, Rab’bin buyurusuna itaat ettiği, çok uysal ve mütevazi olduğu için, ona bir anne sevgisi verdi.
(San Pionio’nun San Policarpo’nun hayatı üzerine yazılarından, bölüm 2 sayfa 8)
Polikarp Dua Ediyor. Yangın İzmir’i enkaza çevirecekti. O zaman ülkeye egemen olan Romalıların, yıkıcı afeti durdurmak için sarf ettikleri çabalar başarısız olmuştu. Kentin Valisi bir Hıristiyan adamın mucizeler yaptığını duyduğunu hatırladı. Bu adama bir yüzbaşıyı gönderip afeti durdurmasını istedi.
Resim bu anı betimliyor.
Ufukta körfezin civarındaki İkiz Tepeler görünüyor. Sahne yukarı mahallede, Kadife Kale’de, cereyan ediyor. Aşağı mahalleden dumanlar yükseliyor. Onun yardımını dilemeye gelen Hıristiyanların arasında Aziz Polikarpos yüzbaşının dileğini kabul ediyor. Diz çökmüş, Gözleri göklere çevrilmiş, Kolları haça gerilmiş gibi açık, Allah’a yakarıyor.
Az sonra mucize gerçekleşecek, yangın sönecek ve İzmir kurtulacak.
Papaz
Aziz Policarpos, üzerine ellerini uzatan İzmir Piskoposu Aziz Bükol tarafından papazlık mertebesine kabul ediliyor. (Bazıları Aziz Yuhanna tarafından, diyor).
SAINT POLYCARP KENDİNİ YAKALAMAYA GELEN ASKERLERİN HUZURUNDA DUA EDİYOR
Bir cuma günü akşam yemeği saatinde, gardiyanlar ve bir polis sanki bir haydutu kovalıyormuş gibi dışarı çıktılar. Akşam geldiler ve onu üst kattaki küçük bir odada yatarken buldular. Kaçmak için fırsatı olan Aziz Polikarp buna gerek duymadı ve «Tanrı’nın isteğini yerine getireceğiz» dedi.
[…] Dışarı çıktı, muhterem yaşına ve sakinliğine hayret ederek, bu kadar yaşlı bir adamı yakalamak için neden bu kadar güç gösterisi yapıldığını merak eden gardiyanlarla sohbet etmeye başladı.
Hemen kendilerine yiyecek ve içecek ikram edilmesini emretti ve kendisine dua edebilmek için 1 saat süre verilmesini istedi.
Ayağa kalkıp Tanrı’ya olan sevgisiyle dua etmeye başladı […] ve ona bakan gardiyanlar, böylesine kutsal bir adamı yakalamaya geldikleri için pişmanlık duydular.
(Smyrna Kilisesi’nden St. Polycarp’ın şehitliği üzerine mektup)
Aziz Polikarp’ın Şehitliği. Putperest ve Yahudi kalabalığı tarafından kurulan odun yığınına çıkan Aziz Polikarpos, gözlerini göklere kaldırarak Tek bir Allah’a, Peder, Oğul ve Kutsal Ruh’a imanını yüce bir dua ile beyan etti.
Duasını bitirir bitirmez cellatlar ateşi yaktılar. “Ancak alevler bir geminin yelkeni gibi eğilerek, şehidin bedenini sardı fakat ona zarar vermedi. Bunu görünce putperestler cellatlara, ona yaklaşıp kalbine bir hançer saplamasını emrettiler.
Bu resimdeki kişilerin değeri sadece tarihi değildir. Ayrıca simgeseldir. Cellada hançeri saplamasını emreden vali, devletin Hıristiyan adına kininin simgesidir; resmi kindir. Cellat, kalabalığın kinini, cahil ve kaba bir kin; nihayet ateşi körükleyen Yahudi, Allah katili halkın, Haç kurbanının doğmakta olan evlatlarına karşı kinin simgesidir.
Peder ve Oğul yan yanalar. Peder yaşlı, fakat genç görünüşlüdür. Alnı geniş, gözü pek, elinde krallık asası vardır. Yarattığı dünyanın Efendisidir : dünyayı dizlerinde tutuyor ve sağ eli, koruma simgesi olarak, dünyanın üzerindedir. O, Gerçeğin doluluğu olduğu için giysisi beyazdır. En Ulu Rahip olarak, erdemlerinin simgesi değerli taşlarla süslü Pallium’u giymiş bulunuyor.
“RAB’bim RAB’bime şöyle dedi : sen sağımda otur.” Mezmur’un bu sözleri uyarınca Oğul Peder’in sağında durmaktadır. Dünyanın Kurtarıcısı olarak elinde Haçı tutuyor. Fakat burada haç iğrenç bir sehpa değil, görkemli bir flamadır. Allah’ın Oğlu’nun ölümü, Çilesinin aracı olan bu Haç’a bağladığı erdemlerin simgesi, Haç’ı süsleyen değerli taşlardır. Hem Peder’in ihtişamı, hem gerçeğin ihtişamı olduğu için giysisi beyazdır. Fakat bizler için canını feda ettiğinden aynı zamanda Sevgidir. Ve giydiği kırmızı harmani bu sevginin simgesidir. Kurtardığı dünyaya sevgi dolu bir bakışla bakıyor ve onu kutsuyor.
Yazı : “Onlar Üç’tür : Peder, Oğul ve Kutsal Ruh ve üçü biridir.” (1 Yu. 5-7).
Bakire-Anne dizlerindeki Allah-çocuğu dünyaya gösteriyor. Krallık simgesi, uzun, ve zambak çiçekleri ve altın yıldızlarla süslü bir harmani omuzlarını örtüyor ve giydiği, insanlara olan sevgisinin simgesi kırmızı renkli elbisesi görünüyor. Alnını örten hafif bir başörtü lekesiz saflığını andırıyor. Kraliçeye uygun bir pozla, sağ ayağı altın palamut biçimde kordon püsküllü bir mindere basıyor.
Allah-Çocuk annesinin dizlerinde ayakta duruyor; bir eli İncil’i tutuyor, öteki eliyle kurtaracağı dünyayı takdis ediyor. Özde Yaşam olduğunu açıklayan için yeşil renkli bir rob giyiyor.
İkisinin üzerindeki çemberi süsleyen on iki yıldız Meryem’in başlıca erdemlerini temsil ediyor.
Sağda ve solda melekler secde kılıyor. MR ve ΘΥ (Yunanca Anne Bakire ve Allah Oğul) ‘un baş harfleridir.
Yazı : Bütün kuşaklar beni mutlu sayacak (Luka 1 : 48)
Beden alma anıdır.
Melek Meryem’e gebe kalıp bir oğul doğuracağını, “Ruh senin üzerine gelecek” diyor, Kutsal Üçlü’nün simgesi ateşten bir üçgen üzerine süzülen nur aylası içinde görünen Kutsal Ruh’u göstererek bildiriyor.
Meryem dua ediyor ve En Yüce’nin sözüne boyun eğdiğini göstermek için göksel elçinin önüne eğilmiş duruyor.
Harmanisinin açık mavi rengi lekesizliğini simgeliyor
Melek Cebrail yalın ayaktır ; Bir ileti getirdiğinden, giysisi beyaz, kayışı altın rengidir. Elindeki zambak çiçeği,Meryem’im bekâr kalma andını hatırlamaktadır.
Yazı : Kutsal Ruh senin üzerine gelecek. (Luka 1 : 35
Rabbimiz İsa’nın Doğumu
Çocuk-Allah doğdu; annesi onu kundaklayıp yemlikte yatırdı.
Allah’ın sırlarını bilen Meryem, yeni doğurduğu Kurtarıcının önünde tapınmaktadır. Oysa, alçak gönüllü eşi, o da tapınmaktadır, fakat şaşkın görünüyor ve “bizim gibi küçük insanlar içinde öyle ulu şeyler nasıl olabiliyor” der gibidir.
Onların üzerinde bir bulutta uçuşan bir melek vardır. Elinde bir yazı vardır : “Gloria in excelsis Deo” diyor.
Yazı : Ve Söz beden aldı (Yu. 1 : 14).
İsa, değerli taşlar ve altınla parıldayan bir tahta oturmuş, kurtardığı insanları kutsuyor. Sol eli, İncil kitabına dayanıyor. İncil kitabı, ΧΡΣΤΟΣ = MESİH sözcüğün ilk iki harfinden oluşan Konstantinus’un markası ile süslüdür. Bu markanın sağında ve solunda Alfa ve Omega harfleri bulunuyor : “Ego sum Alpha et Omega, principum et finis”. Kutsal üçlüğün resmindeki gibi beyaz ve kırmızı renklerle giyilidir : beyaz = gerçeklik, kırmızı = yardımseverlik. Başının üstünde Oğul’a ait haçlı çember duruyor.
Sağda ve solda melekler tapınmaktadır. Sağda ve solda Ο ΣΟ~ΤΗΡ = O SO-TER harfleri bulunmaktadır.
Bu panonun üstünde ve altında, yuvarlak çerçevelerde, acı simgesi menekşe rengi giyilmiş, ve çilenin araçlarını taşıyan, dört melek vardır :
Haç – Ave Crux : tu sola excelsior.
Dikenli Taç – Christi coronam cernite.
Mızrak ve Çiviler – Clavis forato et lancea.
Kutsal Yüz – Necis insigna in sindone.
Tümünün üstünde, İsa’nın markası I H S vardır
Aşağıda, yedi mühürlü Kitabın üstünde Kutsal Kurban, kalbinden yaralı Kuzu ile simgelenmiştir. Kanı Kâsenin içine akıyor. Fakat yenik değildir : ayakta duruyor ve Dirilişin görkemli flamasını taşıyor.
Sol yan alan – Efkaristiyanın kuruluşu
Kilisesindeki işini sonsuza kadar sürdürmek için İsa, Efkaristiya Gizemiyle birlikte Rahipliği, yani Papazlar ve Piskoposlar aşamasını da kuruyordu.
Resmin betimlediği bu görkemli andır :
İsa ayakta duruyor. Bir elinde Kâseyi tutuyor. Havarilerine : “Beni anmak için, bunu yapın” diyor. Ve gözleri göklere çevrili Babasından kutsamalarını diliyor.
Havarilerin her biri, yeni durumunun yüceliği bilincinde hislerini değişik bir şekilde ifade ediyor. İsa’nın sağında Petrus, kolları göğsüne birleştirip yüreğinin atışlarını dindirmeye çalışıyor. Kurtarıcının solunda Yuhanna, gözlerini Rabbine çevirmiş, O’na sevgisini ve minnetini söylemek istiyor. Yanında Tomas alçak gönüllükle başını eğiyor. Simon ise elini masanın üstünde, yüce görevine her zaman layık olacağına ant içiyormuş gibi işaret parmağını uzatıyor. Öteki tarafta Petrus’un kardeşi Andreas, dikkat ve hayretle dinliyor. Filipus ve Bartolomeo secdeye vardılar. Diğer havariler içe daldılar Sadece Yahuda oralı görünmüyor. Parmaklarıyla masrafını hesaplıyor ve sağ eliyle muhasebecisi olduğu grubun para kesesini tutuyor.
Yazı : Bunu beni anmak için yapınız. (Luka 22 : 9).
Yan büyük kemerde, kornişin altında Fransisken meşhurları
Kutağın giriş kirişinden orta alanın son tablosuna kadar kemerlerin alınlıklarında Fransisken Meşhurları gizemli bir zincir gibi gelişiyor. Böylece ailenin son doğanlar, Kapuçinler, ortak Babaları Aziz Francesco’ya bağlanmış oluyorlar.
Sol taraf. – 1 inci Madalyon : Padovalı Aziz Antonio (1195-1231)
Büyük keramet sahibi : harikulade hitabeti ve imanının sağlamlığı nedeniyle “Vasiyetnamenin” dolabı, “sapkınların afeti” olarak adlandırılıyordu.
Kollarında İsa çocukla resimlendirilmiştir. İsa elinde iffetin simgesi bir zambak tutuyor ve hareketiyle Aziz Antonio’yu bize örnek olarak gösteriyor gibidir.
Sol taraf. – 2 inci Madalyon : Asisili Azize Klara (1193 – 1253)
Aziz Francesco’nun akranı olan bu azize, Fransisken ikinci ailesi olan “Yoksul Hanımlar” düzenini kurdu.
Ellerinde Kutsal Efkaristiya’yı taşıyor çünkü Asisi’yi kuşatan Müslümanları bu Kutsal Gizemini göstererek durdurdu.
Sol taraf. – 3 üncü Madalyon : Siena’lı Aziz Bernardin (1380 – 1444)
Tüm şereflere erişebilecek bu Siena’lı asılzade, onları hor görerek Aziz Francesco’nun düzenine katıldı.
Göğsünde taşıdığı İsa’nın markası İsa’nın Kutsal Adına yürekten bağlılığını ve bu ibadetin sayesine elde ettiği mucizevi tövbeleri andırıyor.
1- Sağ kirişte : Lyon (Fransa) Piskoposu Aziz İreneus (120-202)
“Contra Haeresis = Sapkınlıklara karşı” kitabında, diğer konuların yanında Roma Kilisesinin önceliğini ve Mesih İsa’nın bedeni ve kanı kurban olarak sunulduğu Efkaristiya Gizemini ele alıyor..
2- Sol kirişte :
Akuinalı Aziz Tomas (1225-1274)
Melekçe Bilgin. Ayrıca Efkaristiya’nın ozanıdır. Papa 8 inci Urbanus isteği üzerine Kutsal Efkaristiya Bayramının, güzellik, bilinçlilik ve sevgi bakımından rakipsiz ayin metinlerini yazdı.
1 – Orta alan – Aziz Francesco görkemde
İsa’nın Yaralarını taşıyan Asisili cennettedir. İki melek başına beyaz ve kırmızı gülden oluşan bir taç koyuyor. Bu güller (Porsyonkül) mucizesini andırıyor. Sağında ve solunda iki melek vardır. Biri çocuklarına biraktığı ve onları cennete götürecek olan Senedini, diğeri Aziz Francesco’nun denemelerinde ona yardımcı olmak üzere Kardeş Leon’a verdiği Takdisi okuyor.
Azizin etrafında, Minör Rahiplerinin bellerine sardıkları kalın ip ve duayı temsil eden Tespih parıldayan bir çember oluşturuyor. Panonun başlığı olarak üç adaklar :
Castitas, Paupertas, Obedientia
İffet, Yoksulluk ve İtaat
yazılıdır.
Tümünün altında melek boruyla Aziz Francesco’nun görkemini beyan ediyor.
Raymond Pere’in notlarından derlenmiştir.